tag:blogger.com,1999:blog-7536843166229168844.post2308939162567809968..comments2022-04-06T22:28:20.864+03:00Comments on Kitedit: Didaktik çocuk kitaplarına herkes karşı, iyi satmadıkları sürece…Kitedithttp://www.blogger.com/profile/03635299506137289106noreply@blogger.comBlogger3125tag:blogger.com,1999:blog-7536843166229168844.post-37532195557569698682014-02-19T16:34:36.833+02:002014-02-19T16:34:36.833+02:00Merhaba
Harika bir yazı. Bütün duygularıma düşünce...Merhaba<br />Harika bir yazı. Bütün duygularıma düşüncelerime tercüman olmuş. Bu kitaplar çocuğa tepeden bakan ''bak sen çocuksun, birşey bilmezsin, ben sana şimdi nasıl davranman gerektiğini nasıl düşünmen gerektiğini öğreteceğim'' yaklaşımını sergiliyor. Çocuğa saygıları pek az. Ben bunu doğru bulmuyorum. Bizim sevmediğimiz, okumaktan zevk almadığımız bir kitabı çocuk hiç sevmeyecektir. Kaleminize sağlık.<br />SaygılarımlaAnonymousnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7536843166229168844.post-49307151186333318122013-02-23T12:02:05.056+02:002013-02-23T12:02:05.056+02:00Eleştirinize katılıyorum. Çok sayıda çocuk ve genç...Eleştirinize katılıyorum. Çok sayıda çocuk ve gençlik kitabı okuyorum ve bazılarını okurken sıkıntıdan patladığımı açıkça söylemeliyim. Yazar, yazarken, kendisi sıkılmıyor mu diye düşündüğüm kitaplar oluyor. (Lütfen yanlış anlaşılmasın, yukarıda sözünü ettiğiniz kitapla ilgili yazmıyorum, o kitabı okumadım. Genel olarak ele alıyorum konuyu...) <br /><br />Diyelim ki yazarı olarak metni sıkılmadan yazdık. Peki sonra farklı açılardan düzeltme amaçlı okumalarımızı sıkılmadan kaç kez yapabildik? On defa? Yirmi defa? Yüz defa okuyabildik mi metnimizi, aynı dikkat ve heyecanla? Kendimiz okumaktan sıkılıp işi editöre devrediverdiysek, okurumuzun o kitabı merakla ve severek okuyacağını ummak, mucize olmaz mı? Bence metninin okurlar için sıkıcı olup olmadığını yazarın nasıl anlayabileceği konusunda bir ölçüt olabilir, uzun bir süreçte kendi kendine defalarca okumalar... <br /><br />Ama burada sözünü etmek istediğim asıl konu, metninin didaktizmde boğulup boğulmadığını anlamak için yöntem sunmak değil de, didaktizme hayır derken, karşısına hangi seçeneği getirdiğimiz... <br /><br />Terbiyeli, cici, uslu, her şeye "Aaa, ne güzel, harika, çok beğendim, hemen öğreneceğim, ders çalışacağım, yüzümü yıkayacağım," diyen mükemmel çocuk tiplerine karşı, tam tersi tipler yaratmak gerektiğinin anlaşıldığını düşünüyorum, okuduğum kitaplardan. Yani aile büyüklerini, öğretmenlerini aşağılayan, onlarla eğlenen (kafa bulan!), yaşı küçük aklı bayağı büyük, ukala, şımarık, diliyle ve yaptıklarıyla yaşının yanından bile geçmeyen, çok bilmiş, her şeye karşı çıkan, ağzı bozuk, toplumsal kuralları hiçe sayan çocuk kahramanlar... <br /><br />Yani iki uç nokta arasında kocaman bir aralık var. Aslında o aralıkta durmalıyız belki, ama işte o aralıkta neler var, bunların konuşulması, anlaşılması gerek. Yoksa, siyahın karşılığı beyaz deniyor ve renkler kayboluyor. Soğuğun karşılığı sıcak deniyor ve ya üşüyoruz ya sıcaktan patlıyoruz. Cicinin karşılığı kaka olmalı mı olmamalı mı?<br /><br />Ya da... Asıl merak ettiğim... Karşısına ölçütler getirilerek, neler yapıp neler yapmaması gerektiği anlatılarak, nasıl yazıp nasıl yazmayacağı öğretilerek "yazar" olunabilir mi?<br /><br />Yazar kimdir, kim değildir?<br /><br />Sevgilerle,<br />Aytül Akalaytül akalnoreply@blogger.comtag:blogger.com,1999:blog-7536843166229168844.post-61954302335919310832013-02-21T14:44:11.534+02:002013-02-21T14:44:11.534+02:00Yazıyı bir solukta okudum. Tüm eleştirilerinize ka...Yazıyı bir solukta okudum. Tüm eleştirilerinize katılmakla birlikte, bence bir çocuk kitabında Atatürk vurgusunun bu derece yoğun yapılması ayrıca ele alınmalı ve daha fazla eleştirilmeli.<br />Kitabın kahramanı olarak bize sunulan çocuk tipinin, tüm olumlu özelliklerinin yanı sıra Atatürk hayranı oluşu neyi ifade ediyor? Bu özellik olmadığında özdeşleceğimiz kahraman eksik mi kalacak?<br />Ya da başka türlü bir soru; bir Ermeni ya da Kürt çocuğu bu kitabı okuduğunda neden bu "kahraman" ile özdeşleşmek istesin? Bu kitap, Atatürk'ü kendi etnik başöğretmeni olarak görmeyen birine ne anlam ifade eder? Yoksa amaç, bu olguyu (Atatürk'ün tartışmasız herkesin önderi olduğu olgusunu) yaymanın bir aracı olarak mı düşleniyor bir çocuk kitabı?<br />"Atatürk sevgisi" teması bu ve benzeri kitaplara edebi kaygılardan çok, güncel siyasi kaygılarla yerleştirilmiş temalardır.<br />Atatürk'ü tartışmak ya da küçümsemek değil amacım. Ama yapılan şey edebiyat değil, propaganda oluyor bir noktadan sonra. Didaklikliği de aşan bir durum bu. Hatta daha derin bir tartışmaya girişirsek bu tutumun bir ucu milliyetçiliğe kadar varır.<br />Çocuk kitaplarında nasıl dinsel gericiliğin propagandasına karşıysak, aynı şekilde bu tür örneklere de karşı çıkmak zorundayız.<br />Uğur Y. Anonymousnoreply@blogger.com